Pages

4 Mart 2014 Salı

PTT 1. Lig 28. hafta Panoraması

fft104mm2399665.jpg9746057391fft104mm2399665
PTT 1. Lig’de 28. hafta tamamlandı. Lider Ankaraspor, bu hafta da Antep deplasmanında puan kaybedince, evinde Manisaspor’u 4-3 mağlup eden İBB’ye puan olarak yakalandı ancak averaj hala Ankara ekibinde. Zirve takipçileri Orduspor ve Balıkesirspor’un berabere kapattığı haftada, üst sıralarda bulunan takımlar arasında İBB dışında kazanan olmadı. Mersin İdman Yurdu, Denizli’de 2-0 mağlup olurken, Adana Derbisi’nde gülen turuncu-beyazlı ekip oldu. 1-3 biten maç sonunda Adanaspor ateş hattından çıkarken, ADS iyiden iyiye sıkıntıya düştü ve Ercan Albay takımın yeni teknik direktörü oldu. Ercan Albay, aynı sezon içinde hem Adanaspor’u hem de Adana Demirspor’u çalıştırarak büyük de bir onurun sahibi olacak. Son sıradaki Kahramanmaraşspor’un maç oynamadığı haftada, düşme hattındaki Tavşanlı Linyitspor ve Adanaspor galip gelmeyi başaran ekipler oldu. 1461 Trabzon ve Antep Belediye de kazanamayarak düşme hattında sıkıntıyı iyiden iyiye hissetmeye başladı. Şimdi dilerseniz haftanın maçlarına birer birer bakalım:

FETHİYESPOR 2-2 ORDUSPOR

Fethiye-Ordu
Maç bitti, kavgası bitmedi. Fethiye’de kapalı bir havada ve ağır zeminde oynanan maçtan beraberlik çıktı. Maçın 2/3′ünde ev sahibinin, 1/3′ünde de deplasman ekibinin mutlak hakimiyeti vardı ve oyuna sonradan giren Anıl Taşdemir’in dublesiyle puanlar paylaşıldı. İki takımın da taraftarı isyanda. Ordu cephesi 3. dakikada Emre Aygün’ün şutunun çizgiyi geçtiğini, Fethiyespor tarafı ise Anıl’ın kornerden attığı golün geçerli olmadığını ve kural hatası yapıldığını iddia ediyor. Bana şunu demek düşer; iki tarafın serzenişi de haklı ama tek tereddüdüm Anıl’ın köşe gönderinden kullanmadığı kornerin maç tekrarına sebebiyet verip vermeyeceği. Zira, kural kitabında bunun maç tekrarına sebep olduğu yazılmış olsa bile, TFF’nin böyle bir kararı medyada gürültü çıkmadan vermeyeceğini biliyoruz. Şahsen kornerin yanlış kullanımının maç tekrarına sebep olduğunu da henüz görmedim. Neyse, benim işim hakem kritiği değil. Artık saçmalık derecesinde bir karar çıkmadıkça da bu konulara girmediğimi bilirsiniz. Oyuna bakarsak, ilk yarının başında Ndjock’un sakarlığından kaynaklanan pozisyon dışında (bence goldü) Fethiyespor’un çok üstün olduğunu söylemek mümkün. Erkan Sözeri’nin ilk kez eleştirilecek kadar yanlış bir 11′le maça başlaması, yani Selçuk-Landel-Hasan orta sahasını tercih etmesi, kısa süre sonra oyunun tamamen Fethiyespor’un kontrolüne geçmesine neden oldu. Liridon-Onur-Kenan merkezine nazaran ‘çok düz’ kalan Ordu orta alanı, rakibin kanatlarında görev yapan iki Emre’nin de sürekli oyuna katılmasıyla bir oraya, bir buraya adam kovalamaktan başka bir iş yapamaz göründü. İlk golün öncesinde iki fırsattan yararlanamayan Fethiye, Liridon-Onur-Emre-Ahmet pas bağlantısıyla ilk golü adeta göstere göstere attı. Orduspor’da ileri uçta görev yapan Reha’nın da etkili görünmemesi, Sözeri’yi erken değişikliğe mecbur bıraktı. Anıl ile arasının hoş olmadığı söylenen teknik ekibin Selçuk Özkan’ı oyundan alması ilk başta çok da işe yarar görünmedi. İlk yarı bitene dek oyunu domine eden Fethiyespor, kaptan Onur Okan’ın ortasında A Milli Takım’a seçilen 90 doğumlu stoperi Birol Parlak ile iki farklı öne geçti. Doğum gününde yıllar sonra gol bulan Birol’un sevinci de görülmeye değerdi. İlk yarı 2-0 biterken, Fethiye’nin farkı artıracağını düşünüyordum. İkinci yarıda ise roller ‘kısmen’ değişti. Maç bence yine Fethiyespor’a yakındı ancak maçın en kritik bölümü olan 2-1 ile 2-2 arasında iki net gol fırsatını kullanamadılar. Onur Okan ve Liridon’un kaçırdığı gollerde dikkat çeken ise, orta alanı o sıralarda giderek düşmekte olan Fethiyespor’daki yorgunluktu. Zinde olmaları halinde iki oyuncunun da bunları atma ihtimalleri daha yüksekti. 2-2′den sonra ise Orduspor’un etkinliği vardı ancak çok da net fırsat bulamadılar. Ahmet Aras’ın fazlaca sert vurduğu şut maçın son aksiyonuydu. İki ekibin de taraftarı sonuçtan memnun değil. Ancak şu da var, yorumcular zaten onları memnun etmek için yorum yapmıyorlar veya yapmamalılar. Denk maçta bence Fethiye biraz daha akıllı olabilse 3 puana daha yakındı. İki ekibin de hedefi belli, mücadele sürecek.

ADANA DEMİRSPOR 1-3 ADANASPOR

ADS-Adana
Adana Derbisi, mikrofonda Yalçın Çetin, iki takımın da taraftarı stadyumda. Daha ne istenir? Cevap veriyorum: Defans. Adana Demirspor, inanılmaz defans hataları yaptığı maçta krizdeki ezeli rakibine 3-1 mağlup olarak büyük darbe aldı. Maç boyunca daha kontrollü ve akıllı oynayan Adanaspor, üç baskında üç gol buldu ve düşme hattından çıktı. Maçtan sonra Adana Demirspor’da sezonun 4. teknik direktörü göreve geldi. Ercan Albay. Maça gelirsek, aslında ilk iki pozisyon gol oldu desem yanlış olmaz. Adana Demirspor, 4-4-2 benzeri görünümüyle olabildiğince ofansif, Adanaspor ise saydam ön hattıyla daha disiplinli durmaya çalışan bir 4-3-3 uygular halde maça başladı. Rostand’ın Adanaspor savunmasını yıka yıka attığı golden sonra maça nasıl devam edeceği ise meçhuldü. İki ekip de öne geçtikleri çok maçta skoru koruyamama sıkıntısı çekmişti bu sezon ve yine bir benzer senaryo yaşandı.
Adana Demirspor - Adanaspor
Bu Uche Kalu’nun ligdeki ilk, Adanaspor’un ise maçtaki ilk golü. Sol bek civarlarından Fatih Şen 40-45 metrelik bir uzun top atıyor. Orta sahadan beri Uche’yi kovalayan ADS forveti Juninho. Kademe yapmaya çalışan ancak çalımı yiyen Erdi, sol bek Oğuzhan da sağ bekte. Bunun gibi tuhaf pozisyonları maç içinde çokça izledik. Golden sonra Rostand ile  Levent Eriş’in kapışmasını izledik. Neyse ki İlker Meral, ender doğru işlerinden birini yaptı ve olayı büyümeden bitirdi. Rakip teknik direktörle tartışmak hatta fiziksel temasa girmek hiçbir oyuncuya yakışmaz. Karşıdaki haksız bile olsa sporcuya yakışan oradan çekip gitmektir. İlk yarının ortasında Özgür Öçal çıktı, Efe İnanç oyuna dahil oldu. Böylece Ferhat sağ beke geçerken, Onur-Efe orta alanı tutan ikili oldu. Adanaspor, maç içinde üstün olan taraf olarak görülmedi ama savunmada-üstelik Veli yokken-sağlam durdu ve ADS’nin felaket çizgi defansını ara ara yokladı.
Adana Demirspor - Adanaspor (1)
Burada, stilinde zaten sola kaçmak default olan Ergin’in yine sola kaçarak boşa çıktığını ve ceza alanına daldığını görüyoruz. Yiğitcan onu takip ediyordu şu karenin öncesinde. Dolayısıyla burada az kabahatlilerden biri o diyebilirim. Ancak savunmadaki diziliş her şeyi anlatıyor. O top bir şekilde Uche’ye geçse, adam mahalle maçında rakibi rencide etmek için hani kafayla eğilip vururduk ya, işte öyle bir gol atacak. Çok korkunç bir savunma hatasıyla geri düşen Adana Demirspor’da hatalar zinciri bununla da bitmedi.
Adana Demirspor - Adanaspor (2)
Bu da Mehmet Boztepe’nin attığı üçüncü golün öncesindeki görünüm. Fatih Şen’in uzun pasında ADS savunması bir şey denemiş ama ne olduğu belli değil. Şaka bir yana, Yiğitcan’ın direkt hatası var burada. Oğuzhan ve Erdi’nin de. 10-12 metrelik bir alanda rakip oyuncuyu kaybetmek, çizgi defansı bozmak ve geri koşmamak gibi vahim hataları elbette 3. gol takip etti ve maç bitti. Adanaspor, bence haklı bir galibiyet aldı ve son haftalardaki toparlanışını taçlandırdı. Ligde kalmak için gidecekleri daha çok yol var ancak. Bu arada, ADS de düşme hattının 5 puan uzağına geldi. Aman dikkat!

İSTANBUL BBSK 4-3 MANİSASPOR

İBB-Manisa
Hatalar zinciri ve FM tabiriyle ‘Goal Bonanza’. İBB, Olimpiyat Issızlığı’nda Manisaspor’u 4-3 ile geçti. Maça yan toplar damga vurdu denebilir. İlk yarıda Hikmet’in sebep olduğu iki penaltı ve Manisa’nın iyi oyunu vardı. Cihat Arslan’ın benim ve PTT 1. Lig’i takip edenlerin hiç hoşuna gitmeyen 3 defansif orta saha ile oynama takıntısı doğal olarak yine denize döküldü ve Manisaspor ilk yarıyı 2-3 farklı önde de bitirebilirdi. Ancak ikinci yarıda Ömer Can ve Doka gibi top yapabilen oyuncular sahaya sürülünce, işin rengi değişti. İBB oyunu mütemadiyen ileri taşıdı ve baskıyı sürekli artırdı. Manisaspor ise 70′e kadar oyuncu değiştirmemenin bedelini ödedi. Doka ve Orhan Taşdelen ile gelen gollerle 4-3 mağlup duruma düşmüşler ve bir hayli yorulmuşlardı. Rızvan’ın ters vuruşu dışında dengeyi bulma çabaları da boşa gidince, çok önemli bir 3 puanı yitirmiş oldular. İBB bu galibiyetle hayata dönerken, Manisaspor’un ilk 6 hedefi ciddi biçimde darbe aldı.

1461 TRABZON 2-3 BUCASPOR

1461-Buca
1461 Trabzon uçuruma doğru sürükleniyor. Avni Aker’de Bucaspor’a da kaybeden Trabzon ekibi, düşme hattının en üzerindeki Antep Belediye ile aynı puanda ve oynanan oyun hiç parlak değil. Bucaspor ise-artık bundan bahsetmemek ayıp olacak- savunmada yaş ortalaması 20 olan 11′iyle kazanarak takdir topladı. Maçın ilk yarısında Bucaspor’da 22 yaş ve altında tam 8 oyuncu sahadaydı. Kalan 3 oyuncudan kaptan Zafer 30, Berkay 24, Çağrı da 26 yaşında. Bu genç takımla ilk yarıda ayağa iyi top yapan Buca, rakibin savunmasını adeta işledi ve Zafer ve Recep ile iki gol buldu. 1461′de ikinci yarının en iyi ismi olan santrfor Emre Torun’un golü bir umut yeşertse de, Çağrı Tekin 49′da durumu 1-3 yaptı. Bu dakikadan sonra farkın iyice açılması mümkündü. 55′de Göksu da oyundan atılınca, 1461′in kendine gelmesi zor oldu. Yasin Avcı’yı oyuna alan Bucaspor, Taylan’ın yerine oyuna giren Nsaliwa’nın sakatlanmasıyla biraz panikledi. Zekeriya’yı oyuna sürdüler ancak ana planları bozulmuştu. Orta alan ve hücumdaki pas hataları da 1461′in son gayretle yüklenmesine yol açtı. Emre Torun’un 2. golü ve yaşanan birkaç karambol , maçın sonlarındaki aksiyonlardı. Bucaspor haklı bir galibiyet alırken, 1461′deki çöküş sürdü. Bucaspor’un play-off potasıyla arasındaki 8 puanlık farkı kapatması zor görünüyor ama imkansız değil.

BOLUSPOR 0-0 ŞANLIURFASPOR

Bolu-Urfa
Bolu Atatürk Stadı’nda tam bir klasik yaşandı. Gol kaçırma yarışında kazanan olmadı ve iki sıkıntılı takım da sahadan mutsuz ayrıldı. Boluspor’un birkaç haftadır iyi verim aldığı 4-5-1 benzeri hareketli ve kompakt oyun, Urfa’nın gayretli ama organize olmayan savunmasını aşmakta zorlanmadığını söylemek mümkün. Bolu’da ise Abdülkadir ve Cemil’in yerinde Dimitrov ve Dixon forma giydi. Urfa’da ise sezon başından beri takımda olan yalnızca beş oyuncu 11′deydi. Fevzi-Abdülhamit-Ozan-Onur-Youssef beşlisi, Urfa’daki inanılmaz transfer trafiğinde yerini koruyan isimlerdi. İskender, Emre Kılınç ve Alican ile çok ama çok net üç fırsatı kaçıran Bolu, sağdan İsmail ve Dimitrov’un driblingleri ile etkili oldu. Topun arkasına takım halinde geçmeleri ve hatların arasını sıkı tutmaları Korukır döneminin en belirgin değişimlerinden biri olarak göze çarpıyor. Urfa’da ise ilk kez birlikte oynayan orta üçlünün ilk yarıda pek etkin olduğunu söylemek mümkün değil. İkinci yarıda Zenke’nin gayretiyle yakalanan kontra atakta Dilşat’ın kaçırdığı pozisyon, onlar adına en önemli andı diyebilirim. Dixon’un direği sıyıran kafası ve son anlarda kaleye paralel giden İsmail ortası ise maçın son aksiyonları oldu. Boluspor evinde yine kazanamadı. Bu kaçan gol fırsatları çok baş ağrıtıyor.

TAVŞANLI LİNYİTSPOR 2-1 KARŞIYAKA

Tavşanlı-KSK
Karşıyaka orta sahası düştü, Tavşanlı bastırdı ve kazandı. Web TV çilesinde yayınlanan kritik maçta ev sahibi kazandı ve umudunu gelecek haftalara taşıdı. Hafta başında kadro dışı bırakılan Hakan ve Sakıb ilk 11′de maça başladı ama Tavşanlı’da eksik çoktu. Kaptan Mehmet Besler ve Luciano Guaycochea’nın yokluğunda genç Egecan sol önde maça başladı. İlk yarıda yaşanan iki pozisyon gidişatı çok değiştirdi. Bunlardan birincisi, Berkan Emir’in yokluğunda sol bek oynayan Mustafa Sevgi’nin ilk yarının ortalarında gördüğü kırmızı karttı. İkincisi de Onur Alkan’ın yedek kalmasıydı kanımca. Hüseyin ve Burak’ın 11′de olması KSK adına daha sağlam bir orta saha yaratma çabası olarak görülebilir ancak oyun bu şekilde gelişmedi. İlk yarı golsüz tamamlanırken, iki takım da iyi bir maç çıkarmıyordu. İkinci yarının başında gelen Karşıyaka golü, Tavşanlı Linyitspor’u gemileri yakmaya mecbur bıraktı. Abdi’yi oyuna süren Ali Nail Durmuş, elindeki tüm hücumcuları sahaya sürmüş oldu. Agbetu-Ömürcan-Özgür Can-Abdi-Ali Kuçik beşlisiyle 10 kişilik rakibinin üzerine yüklenen Tavşanlı, yorulan rakibinin özellikle merkezinin oyundan düşmesi sebebiyle 60-80 arasında büyük bir baskı yaptı. Bu bölümde üç dakika arayla iki gol buldular ve öne geçtiler. Gollerde dikkat çeken ise kanatlarda verilen boşluklar ve altı pas civarında bomboş yapılan iki gol vuruşuydu. Tavşanlı Linyitspor, bu defa çok zor kazandı ancak azmiyle takdir topladı. İçeride oynayacakları her maçta aynı senaryo yaşanır kanaatindeyim. Dışarıda etkisizlikleri sürüyor çünkü. Karşıyaka ise play-off’un çok uzağında kaldı. Takımda neredeyse iyi oynayan hiçbir ismin olmaması ise çok ilginçti. Maç sonu çıkan kavga ise yakışmadı.

TEKDEN DENİZLİSPOR 2-0 MERSİN İDMAN YURDU

Denizli-MİY
Denizlispor haklı bir galibiyet aldı ve rakibi Mersin İdman Yurdu’nu ilk iki hedefinden oldukça uzaklaştırdı. Maça damgasını genç Şevki ve MİY cephesindeki erken değişiklikler damgasını vurdu. Almanya’dan devre arasında transfer edilen gurbetçi orta saha Berkan, Wissem Ben-Yahia’nın yokluğunda ilk kez forma bulmuştu, Adem de sol önde maça başladı ancak 5. dakikada çıkmak zorunda kaldı ve Nurullah oyuna dahil oldu. İlk dakikalarda oyunda denge vardı ancak bir anda MİY cephesi düştü. Berkan’ı 32′de oyundan alan Hakan Kutlu, Nurullah’ı ortaya alıp, biraz daha takımla oynayınca deplasman ekibi dağıldı. Efe Halil ile duran toplarda etkili göründükleri ilk yarıda dengeyi korudular ancak ikinci yarıda Denizlispor fırtına esti. 57′de Cihan’ın yerine oyuna dahil olan 95 doğumlu Şevki Çınar, kısa bir süre sonra ceza alanı dışından attığı şutla Denizli’yi öne geçirdi. Golün öncesinde Barış’ın direkte patlayan füzesi, Janda’nın kaçırdığı akıl almaz netlikteki gol fırsatı ve ceza alanında yaşanan birkaç karambol, Denizli baskısının ispatı gibiydi. Golden sonra iyice dağılan MİY, çok geçmeden ceza alanındaki seri Denizli paslaşmalarının akabinde Yordanov’dan ikinci golü de yedi. Maçın özellikle ikinci yarısında çok üstün olan Denizli, 12. sıraya kadar yükselirken MİY 6. sırayı dahi riske atmış oldu. Sadece Ben-Yahia ve Güven’in yokluğunda takımın böyle dağılması inanılır gibi değil.

GAZİANTEP BŞB SPOR 3-3 ANKARASPOR

Antep Bld-Ankara
Kamil Ocak Stadı’ndaki gol düellosunda kazanan çıkmadı. Teknik direktörü Hasan Özer ile yolları ayırıp, takımı Özer’in yardımcıları Mehmet Polat ile Bülent Bölükbaşı’na emanet eden Antep Belediye, iyi oynamasa da iyi yüklendi ve bir puanı kurtardı. Maça dönecek olursak, Furkan, Abdullah ve Emrullah’ın yokluğunda Osman Özdemir, yine bilindik düzeninden şaşmamıştı. Antep Belediye’de ise biraz daha dirençli orta saha ve Erdal Güneş tercihi dışında bir sürpriz görünmüyordu. Maça iyi başlayan Ankaraspor, ayağa topu iyi yaptı ve hücum alanına çok fazla adamla bulunmaya çalıştı. Henüz ilk dakikalarda Galip ve Hanni ile gelen adeta derslik bir golle de öne geçtiler. Golün ardından Antep Belediye’nin yüklenmesi doğaldı ve bu arada bir penaltı bulup dengeyi kursalar da, beraberlik golünün hemen akabinde yine tandemlerindeki hatadan ötürü Dilaver’den yediler. Maçın hakimi bu dakikadan sonra uzun süre Ankaraspor’du. Birkaç dakika sonra da Gökhan Ünal’ın golü geldi ve durum 1-3 oldu. İlk yarı böyle biterken, Antep Belediye’nin kenarda oynayacak Sinan-Murat-Ramazan gibi kartları hala mevcuttu. Azuka’nın güzel golünün hemen ikinci yarının başında gelmesi Antep Belediye’yi cesaretlendirdi. Ramazan’ı da oyuna sürdüler ve kaybedecek bir şeyleri olmadığının farkında olarak büyük bir azimle yüklendiler. Ankaraspor cephesinde ise savunma tandeminden başlayan sıkıntılar sürüyor. Merkezden çok az pozisyon veren Ankaraspor, bu özelliğini yitirmiş görünüyor. Maçın sonlarına doğru iyice bunalmaları ve stoper Berkay’ın da kırmızı görmesi de bu savı destekler nitelikte. Ayrıca, Ankaraspor’un son haftalarda hemen her maç ya bir oyuncunun, ya da teknik direktörün oyundan atılması çok enteresan. Takımdaki bu stres, son dakikalarda 10 kişi kalınca paniğe dönüştü ve çıkmayan bir yan toptan Murat Kayalı’nın golü geldi. Maç 3-3 biterken, son anlarda Osman Özköylü de tribünlere gönderildi. Ankaraspor hala lider ama artık averajla. Antep Belediye ise düşme hattına dek geriledi ve şaşırtmayı sürdürüyor.

BALIKESİRSPOR 2-2 SAMSUNSPOR

Balkes-Samsun
Haftanın son maçı da büyük heyecana ve gollere sahne oldu. Maçın hakkı bana göre de beraberlikti ancak iddialı Samsunspor’un 10 kişi kalmış rakibi karşısında bir puanı zor kurtarması ve ikinci yarıdaki pasif oyunu şaşırttı. İlk yarıda bana göre Samsunspor daha iyi olan taraftı. Açıkçası bunu da pek beklemiyordum. Sebebi de şu; özellikle evinde çok eforlu, çok fiziksel bir oyun sergileyen Balıkesirspor’un karşısına Erdem Şen-Taha Yalçıner ön tandemi ve Ekhigo-Umar-Adilovic hücum hattıyla çıkmalarını pek mantıklı görünmemişti bana. Buna rağmen, ilk yarıda oyunu sürekli ateşlemeye ve rakibi seyirci baskısıyla da bozmaya çalışan Balıkesirspor’a iyi karşılık verdiler. Adilovic’in direkten seken şutunu müteakiben, Musa Aydın’ın İsmail tarafından düşürülmesiyle bir de penaltı kazandılar. Pozisyonda bariz gol şansını engelleyen İsmail Dinler kırmızı kart gördü. İsmail Kırmızı görünce Deniz Vural stopere, Hasan da sol beke geçti. İlk yarıda felaket bir oyun sergileyen Burak Çalık da devrede çıktı ve Ertuğrul Arslan orta alana geçti. İlginçlikler ikinci yarıda başladı. İkinci yarının başlarında çok net bir fırsat yakalayan Adilovic, çok laubali bir vuruş denemesiyle net fırsatı harcadı ve Balkes fırtınası başladı. Lalawele’nin sert şutuyla beraberliği sağladıktan sonra da oyunu soğutmadılar ve sürekli yüklenmeye başladılar. Gençlerbirliği bünyesinden yetişen ve Spor Toto 2. Lig’i takip edenlerin yakından tanıdığı 24 yaşındaki golcü Muğdat Çelik, ikinci yarıda oyuna ağırlığını koydu. Net bir pozisyonu heba ettikten sonra sağdan gelen ortayı ağlara gönderdi ve 10 kişilik takımını öne geçirdi. Balıkesirspor, bir kez daha yüksek mücadele ile sahadan galip ayrılacak gibi görünüyordu. Hüseyin Kalpar, oyuna daha fazla seyirci kalmadı ve Messi Arif’i ve Adnan Güngör’ü sahaya sürdü. Son dakikada da Messi Arif, soldan bindiren Ahmet Burak Solakel’e çıkardı, onun ortasında Adilovic golü attı. Maç 2-2 biterken, iki ekibin de ilk 2 iddiası sürdü. Ancak, değinmek istediğim başka bir konu var. Bu sezon kaçıncı defa oldu bilemiyorum ama Adilovic’in ikinci golünden sonra ‘Protokol’ denen tribünde yine olaylar çıktı. Şunu söylemek isterim ki, burada kimsenin gönlünü hoş tutmak için yazmıyorum. Dolayısıyla bu yazdıklarım bazılarının hoşuna gitmeyecektir ama zerre kadar umrumda değil. Sosyal medyada bazı belirli takım taraftarlarının sürekli ortamı gerdiğini ve ‘Süper Lig Tipi Fitne’ kovaladığını görüyorum. Bu tip hareketler en azından bende ancak antipati yaratır ve tepkime sebep verir. Bu satırlarda sürekli futbol yazmaya çalışan insanları da bu ligden soğutur. Bu sezon gözlemlediklerimi daha sonra detaylı biçimde kulüp ve taraftar grubu adı da vererek ayrı bir yazıda toparlayacağım. Ancak Balıkesirspor taraftarının şu ana dek gözümde her maçı kaybeden ve düşme hattında büyük bir mücadele veren Kahramanmaraşspor ve Tavşanlı Linyitspor taraftarı kadar olumlu bir görüntüsü yok. Neticeyi almak adına her yol mübah değil. Bu gerginliği her kim yaratıyorsa, olaylarda tırnağı kırılan kişinin dahi vebali üzerindedir. Bu vebal de yutulmaz lokmadır. Herkes haddini bilsin.
recep-niyaz-bucaspor

HAFTANIN OYUNCUSU

Recep Niyaz (Bucaspor)

HAFTANIN KARMASI

myboard

GOL KRALLIĞI

16 Gol:
Slavko Perovic (Manisaspor)
13 Gol:
Muhammet Reis (Balıkesirspor)
11 Gol:
Kwame Amponsah Karikari (Balıkesirspor)
10 Gol:
Tiago Bezerra (Adanaspor)
Eldin Adilovic (Samsunspor)
Ahmet Aras (Fethiyespor)
Zafer Çevik (Bucaspor)
Doka (İBB)
(Via: Kutay Ersöz)

0 yorum:

Yorum Gönder