Pages

31 Mayıs 2014 Cumartesi

Yeni Nesil Bekler

kapakKanat bekleri bugünün futbolunda, geçmişteki gibi değil. Gary Neville’den Dani Alves’e değişim gösterdiler. Maçın her anında varlar, önlerindeki tüm kulvarı kullanmak zorundalar. Onların yükü artık daha ağır.

Efsane Manchester United kadrosunu hatırlar mısınız? Bir çizgide Giggs, bir çizgide Beckham vardı. Düz bir 4-4-2 oynuyorlardı ve bekler, mesela Gary Neville, Beckham’ın izin verdiği kadar bindiriyordu. Çünkü Kırmızı Şeytanlar sağ ayaklı Beckham’ı sağ kanatta, sol ayaklı Giggs’i sol kanatta kullanarak o oyuncularla daha çok çizgi akınlarını tercih ediyordu. Devran döndü ve kimin döndürdüğünden ziyade ne şekilde döndüğünü algılamakta yarar var.
Takımlar üç hatlı bir düzenden ziyade artık dört hatlı bir düzen (4-2-3-1) tercih ediyorlar, buna günümüzün 4-4-2 müritlerinden olan Red Bull Salzburg ve Atletico Madrid gibi takımlar da dahil. Sebebi de önde baskılı futbol anlayışı. Uzun toplarla direkt santrforları hedefleyen düzenden ziyade takımlar artık stoper ve bekleriyle oyun kurup ‘’topa sahip olma’’ olgusunu önemsiyorlar. Buna defansif panzehir olarak da hatları fazlalaştırıp dar tutmak, sahanın her yerini parsellemek ve bu şekilde planlı ve doğru baskı kurmak üretildi. Red Bull Salzburg’da Kampl ve Mane, Atletico Madrid’de ise Arda ve Koke gibi kağıt üstünde çizgide oynayan oyuncular bile orta ikilinin biraz önüne doğru gelip orta alanı oval hale getiriyor baskı esnasında. Bu şekilde beklerini ileri çıkaran takımlar kalabalık ve doğru bir baskı yapabiliyor. Bu işin defansif boyutu.
FOTO1
Caner Erkin ülkemizde hücumcu sol bek deyince akla gelen ilk isim
konumunda.
Ülkemizde Sow, Olcay Şahan, Olcan Adın ve Gökhan Töre gibi örneklerden aşina olduğumuz gibi artık çok takımda bekin önünde oynayan ‘’kenar oyuncusu’’ daha çok bir forvet gibi asistten ziyade skor düşünen olguda. İçe kat edip rakip kaleye daha yakın oynamayı seven bu oyuncular bir etkiyi beraberinde getiriyor. Bekini markajdan ötürü beraberinde sürükleyen bu oyuncular böylece rakibin alan savunmasını bozmakla kalmayıp bulunduğu koridoru da tamamen boşaltıyor. Ancak bu çizgi etkinliklerine ket vurulabilir ve bunun çözümü de çok basit. Beklerin daha ofansif nitelikte olması ve adeta tüm koridoru kullanarak oynaması. Ülkemizde Caner Erkin ve Gökhan Gönül bu olgunun temsilcileri konumuna geldiler. Keza Ramon Motta, Emmanuel Eboue ve Alex Telles gibi isimler de gerektiğinde tüm koridoru kat ederek oynayabilen isimler.
Geride üç oyuncu bırakma olgusu
Johan Cruijff bir zamanlar 4-6-0 düzenini kendine göre anlatırken geride üç oyuncu bırakmak adına savunmasından bir oyuncuyu geride bıraktığını ifade ediyordu. Ancak bu durumda iki bekin de ileride oynamasından kaynaklı olarak geride sadece 2 stoper kalıyor. Bunun çözümü de defansif nitelikleri yüksek olan bir orta saha oyuncusunu oyun kurma aşaması ve sonrasında stoperlere daha yakın tutup geçiş oyunlarında (hızlı hücumlarda) bu şekilde gafil avlanmamak. Porto’da Fernando, Fenerbahçe’de Mehmet Topal, Barcelona’da Sergio Busquets ve sertlik dozajı yüksek maçlarda Bayern Münih’te Javi Martinez bu konuya uygun örnekler. Bu oyuncuların kademeleri sayesinde beklerin anlık eksikliği çok kez hissedilmiyor bile. Kenar forvetlerinin diğer bölgelere etkisi aslında domino efektine çok benzer bir yerde.
Çizgi oyuncuları bekler
Manchester City Jesus Navas’tan bile artık merkeze daha çok yaklaşmasını ve beki Pablo Zabaleta’yı oyunun içine çekmesini bekliyor. Dünyadaki takımların birçoğu bu olguya uyarak oynamaya çalışıyor ki nitekim çizgi oyuncularıyla oynamanın belki de anavatanı olan Hollanda ve lokomotif kulübü Ajax bile artık geleneğinin aksine kanat oyuncusundan ziyade kenar forvetleriyle oynayıp onları kaleye yaklaştırmaya çalışıyor. Devran döndü ve bekler artık sıradan denebilecek bir yerde değiller. Onların değeri artık hayati olmaya başladı.

0 yorum:

Yorum Gönder