Pages

10 Eylül 2014 Çarşamba

Kuzey "Buz" Denizi!

Ülkemizde 466 bin lisanslı futbolcumuz, dün 3-0 yenildiğimiz İzlanda'nın nüfusu ise 325.671. Her zaman lisanslı futbolcu sayımızı Almanya ile karşılaştırırız ama nüfusu daha az olan bir ülke karşısında hezimete uğradık. Bunun bir çok sebebi var.

Milliler İzlanda karşısında 3-0'lık net bir mağlubiyet alıp Fransa 2016 için kötü bir başlangıç yaptı.

İlk kuralar çekildiği zaman herkes dedi ki, "İzlanda soğuk memleket yaz aylarında orada oynasak güzel olur." E, oynadık yaz ayında niye böyle oldu diye sorarlar adama. Gözümüzde o kadar büyüttük ki İzlanda'yı, sanırsınız Ütopya(!) Fatih Terim yıllardan beri ülke futbolumuzun içinde, hangi maçta 3'lü savunma ile oynadı? Ülke medyası öyle bir ele geçirdi ki takımı, "İzlanda savunmada yavaş, ofansif alanda daha kalabalık olmak lazım" diye bir laf başlattılar ve 3-4-1-1 taktiğini bir anda milli takım kampından içeri attılar. Normal şartlarda biz bu maça 4-2-3-1 taktiği ile çıkardık ve o taktikle çıkmış olsak en az 4 gol atardık. Biz İtalyan takımı değiliz, 3'lü savunma ile oynayan tek bir Türk oyuncusu yok şu anda Türk milli takımında. 6 gün önce 4'lü savunma İzlanda maçında 3'lü savunmanın manası ne?

Bu kadar kötü sonuç alınmasının bir diğer nedeni de Ömer Toprak'ın gördüğü kırmızı kart. 6 dakika içerisinde  çift sarıdan kırmızıyı aldı. Onun gibi Avrupa tecrübesi içinde olan bir stoperin bu kadar basit bir şekilde takımını yalnız bırakması gerçekten milli takım adına çok kötü bir durum. Tabi ki 2. görülen kartta gene takımın oynadığı sistem suçlu. Normal şartlarda o bölgeye gelen topu ön libero olan Mehmet Topal karşılardı, ama o sırada stoper olan Mehmet'in yerine sarı kartlı olan Ömer karşıladı topu. Tabi ki anlık pozisyon gereği gerçekleşti her şey ama normal şartlarda o topu ön libero karşılardı.

Diğer bir mağlubiyet nedeni ise Burak Yılmaz. Şu milli takım kadrosu içinde ki en golcü adamımızın bu olduğunu görenler "Tamam ya, Türkler de sıkıntı yok, 4. yapar eleriz" demişlerdir mutlaka. Tek forvet oynayan bir takımda, o forvet ilk şutunu 68. dakikada çeker mi ya? O şutu da altıpas içinde dağlara taşlara nası atar? Bundan 1 yıl önce oynanan Türkiye-Andorra maçında "Burak Yılmaz kendini forvet sanan bir sporcu, Umut Bulut ise gerçek bir forvet" diye yazdığımda herkes bana küfür etmişti, şimdi anlamışlardır her halde ne demek istediğimi.

Diğer bir yenilgi sebebi ise: Bizden daha organize ve basit futbol oynamaları. Maç boyunca mini üçgenler kurdular, 5 kişi arasından dribling ile çıktılar, Milliler ise sanki bir show maçı edasında topu 4 kişinin arasına atmalar, ters tarafa bakıp pas vermeler falan. Burada bir milli olay varken bu şekilde işler olmaz.

Bu yenilgiyle bütün hayalleri yıkmamak lazım tabi ki. Biz bu grupta hâlâ çıkabilecek durumdayız. Sadece evimizde oynayacağımız maçları kazansak bile gruptan çıkarız. Önemli olan deplasmanda ki maçlardan puan koparalım. Fatih Terim'e güven duymak tek şansımız. Bırakalım nasıl yapmak istiyorsa yapsın. Biz Abdullah Avcı gibi Dünya da sayılı teknik adamlar arasına girebilecek kapasitede bir adamı yedik bitirdik milli takımda. O yüzden medya milli takımı rahat bırakmalı artık.

Melih Koçyegit (@Mkocyegit)

0 yorum:

Yorum Gönder