Pages

11 Ekim 2014 Cumartesi

Teknik Adamların Oyunu

Hollanda'nın 1-0'dan geri gelip 2-1 kazandığı Meksika maçında verilen su molası
Rusya’da düzenlenen 2018 Dünya Kupası’nın finalinde dört sene öncesinde olduğu gibi yine Almanya ve Arjantin karşı karşıya geliyor. Geçen kupada işleri nedeniyle final maçını kaçıran Ömer Üründül, bu sefer mikrofon başında. Son kural değişikliği ile birlikte 4,5 cm olan çim boyu 1,5 cm’ye düşmüş, yetkililer maçtan önce çimlerin sulanmadığından özellikle emin olmuş durumda. Arjantin, üç oyuncu çıkarmasına rağmen, hala bir oyuncu değiştirebilir. Çünkü Erik Lamela, Mats Hummels ile yaşadığı çarpışma sonucu ufak bir bilinç kaybı yaşayarak sahayı terk etti ve bu durum Güney Amerika temsilcisine fazladan bir hak veriyor. Almanya’nın molası kalmamış ama sağ ayağıyla kullandığı taçlarda etkili olabilen Toni Kroos, maçın son anlarında skor dengesini bozabilir. Ancak maç 0-0 sonlanırsa, Dünya Kupası’nın sahibi, direkt geçilecek penaltı vuruşlarıyla belirlenecek.
Bu yaz Brezilya’da gördüğümüz finalden biraz farklı değil mi? Öyle, çünkü bu teknik direktörlerin kurallarını koyduğu, yeni bir görünüme kavuşturduğu oyun. Bu yazımda teknik adamların istediği futbola göz attım.

Mou ve Pep: Çim savaşları
2009/10 Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Mourinho’nun Inter’i, oynadığı savunma futboluyla Pep’in Barça’sını kupa dışına itiyor ve o sene Şampiyonlar Ligi’ni kazanıyordu.
İki taraf arasında bu eşleşmede ortaya çıkan kıvılcımlar, Mourinho’nun El Clasico’nun başkent kanadı Real Madrid’in başına geçmesiyle ateşe dönüşüyordu.
Şimdilerde Portekizli, Ada’da Chelsea’nin başında, Guardiola ise başarılara koşmaya Bayern Münih’le devam ediyor. İkili arasındaki atışmaların son perdesi ise tarafsız bölgede, UEFA tarafından düzenlenen Elit Teknik Direktörler Forumu’nda, sahneye kondu. Bu sefer konu, sahadaki çimlerin boyuydu.
4,5 cm olan çim boyunun 1,5′a indirilmesi gerektiğini savunan Guardiola, futbolu daha güzel bir oyun yapacağını söylediği bu yeniliğin yanı sıra, sahanın maçtan önce değil hemen sonra sulanması gerektiğini savunuyordu. Böylelikle futbolun hızlanacağını belirten İspanyol hocanın karşılaştığı tepki ise “Herkes hızlı oyun oynamak istemeyebilir. Futbolda birçok stil olmalı” oldu. Bu sözleri söyleyen Mou, “Guardiola kel çünkü, futbolu sevmiyor. İşini sevmeyen insanların saçı dökülür”diyerek topu kendi uzun çimlerinden taca atmıştı bile.
Klopp: Molaaa
Futbol hipsterları tarafından, haklı bir şekilde, “Taktik Mesihi” olarak görülen Jürgen Klopp’un ne tipte bir hoca olduğunu anlamak için Dortmund’un herhangi bir maçını izlemek yeterli olacaktır. Sürekli dördüncü hakemle diyalog içerisinde olan Alman çalıştırıcıyı, gol sevinçlerinde gözlüğünü kırarken, oyuncularına hafif sert tokatlar atarken ve Dortmund’un “sarı duvar”ına doğru haykırırken görmek mümkün.
Klopp’un, futbolda görmek istediği yenilik de kenarda çizdiği bu profile uygun. 47 yaşındaki çalıştırıcı belki de oyuncuların daha iyi bağırabilmek için yeşil sahalara mola getirilmesini istiyor.
Oyuncular üzerindeki etkisi tartışılmayacak nadir isimlerden Jose Mourinho da Klopp’a destek verirken; hocaların oyunu her iki yarıda da bir defa durdurma yetkisi olması gerektiğini söylüyor ve“Van Gaal, Dünya Kupası’nda su molasında takımının taktiğini değiştirdi ve bu, kazanmalarını sağladı” ifadelerini argüman olarak kullanıyor.
Konu heyecana geldiğinde kulübede Klopp’gillerden olan Yılmaz Vural ise mola almanın oyunu keseceğini düşünüyor ancak Hürriyet’e yaptığı açıklamalarda antrenörleri sınırlayan çizgilerin orta sahaya kadar genişletilmesi gerektiğini savunuyor.
İngilizler ve penaltılar
İngiltere Milli Takımı, her daim penaltılardan çekmiştir. Son olarak Euro 2012′nin çeyrek finalinde İtalya’ya beyaz noktadan elenen ekip, 1998 Dünya Kupası’nda, takımın başında Glen Hoddle varken de kupaya penaltılarda veda eder.
Dünyanın her yerinde penaltıların kaldırılabileceği dahi konuşulurken, Hoddle olaya farklı bir açıdan yaklaşıyor. Uzatma oynamadan, direkt 90 dakika sonrasında penaltı atışlarına geçilmesine öneren efsane, bu yöntemin futbolcuları daha az stres altına sokacağını ifade ediyor.
Zaman, Martinez’i haklı çıkardı
2014 Dünya Kupası finalinde, kafasına darbe alarak sakatlık yaşayan Alman Christoph Kramer’in maçın hakemi Nicola Rizzoli’ye, “Bu Dünya Kupası finali mi?” demesi çok konuşulmuştu. Kramer kafasına aldığı darbeden sonra bir süre sahada kalsa da, Löw oyuncusunu riske etmemeyi tercih etti.
2013′te Kramer’in yaşadığı durumun hemen hemen aynısı Tottenham kalecisi Hugo Lloris’in başına geldiğinde teknik adamı Andre Villas Boas, Löw ile aynı şekilde düşünmemişti. Bu maçın ardından bilinç kaybı şeklinde zuhur eden sakatlıklarda, hocalara ekstra bir değişiklik hakkı verilmesini talep eden Roberto Martinez, Dünya Kupası finalinde haklı çıkıyordu.
“Taçlar ayakla abi” 
Tony Pulis’in çalıştırdığı dönemde savunma yapmayı felsefe bellemiş Stoke City’nin en önemli gol silahlarından biri Rory Delap’ın uzun taç atışlarıydı.
Korner ve serbest vuruştan daha etkili taçlar kullanabilen Delap’la Wenger’in canını yakan Stoke City, Fransız teknik adamı futbol oyun kurallarında bir değişiklik talebi yapmaya itmişti.
Wenger, genellikle halı sahalarda kullanılan ve ‘taçlar ayakla abi’ naralarının atılmasına yol açan sistemi profesyonel seviyeye de istemiş ve taçların ayakla kullanılmasını,“Taçlar ayakla kullanılabilir. Neden olmasın? Bu oyunu hızlandırır”ifadeleriyle öneriyordu. Duran topların oldukça etkili olduğu günümüz futbolunda topun kornere çıkması için taça vurmak da tarihe karışabilir böylelikle.



Peki neden?
Klopp, Wenger, Guardiola ve daha birçok teknik adam. Taç atışları, molalar veya penaltılar. Teknik direktörler, başarılı olsun ya da olmasın bu oyunu değiştirmek istiyor.
Guardiola’nın daha hızlı pas oyununa müsaade eden kısa çimleri tercih etmesi, Klopp’un etkin yönü olan iletişimi mola yoluyla kullanma isteği ve Wenger’in teknik oyuncularına ayakla taç imkanı tanıması sadece takım adına avantaj yaratmak adına ortaya konmuş öneriler olarak gözükebilir.
Ancak ne olursa olsun, bu teknik adamlar kendilerini düşünmeden, çok sevdikleri oyunu daha iyi hale getirmek istiyor. Onları düşünen ise henüz takım çalıştırmamış olan taze emeklilerden Jamie Carragher. Liverpool’un bayrak adamı, “Her takım, sezon içerisinde yalnızca bir teknik adamla çalışmalı” diyerek belki de ileride içerisinde yer alacağı camiaya rahat bir nefes aldırmak istiyor. Peki bu değişiklikler bir gün gerçek olur mu? Gol çizgisi teknolojisini bu sene gördük, birkaç seneye, neden başka değişiklikler olmasın…

0 yorum:

Yorum Gönder