Pages

6 Şubat 2014 Perşembe

Cenk Tosun hakkında her şey...

Beşiktaş, devre arası transfer döneminin kapanmasının ardından, gelecek sezon hamlelerine şimdiden başladı: Cenk Tosun!
cenk
2011 kışında Cenk Tosun diye bir çocuğu getiriyordu Gaziantep. Adını daha önce büyüklerin transfer listesinden duymuştuk. “Geleceğin parlak golcüsü” deniyordu. Daha ülkeye adını atar atmaz, hakkında yorum yaptırmadı bile. Çünkü direkt olarak o golcülüğünü çalıştırmaya başlamıştı. Yarım sezonda 12 gol attı. O günlerde hakkında“10 milyon versen Gaziantep satmaz” deniliyordu. Öyleydi de… Sonrasında aynı hızla devam edememişti. Peki, o performans tesadüf müydü?
Asla… Çünkü o 12 gol birbirine hiç benzemiyordu. Kimi “vuruş stilinden çok etkilendim” dediği Batistuta gibi hareketli topa çekilmiş müthiş bir şutla, kimi birebirde rakibini eksilterek alt köşeye bırakılmış bir plaseyle, kimi de kafayla gelmişti o gollerin. Sağ ayağı kadar, solu da çok iyi çalışıyordu ve bunun da bir sebebi vardı.
Çocukken sağ ayağımı kullandığımı gören babam, sol ayağımı çalıştırmam üzerinde çok durdu. Öyle ki, sağ ayağımı kullandığımda bana küçük cezalar verirdi.
cenk tosunO günleri hatırlarken, “İyi ki de öyle yapmış!” diyordu Cenk. Çünkü bugünlerdeki gol vuruşu çeşitliliğini biraz da babasına borçluydu. Özellikle bir forvet oyuncusu için sahada iki ayağını da kullanabiliyor olabilmek, topun her geliş şekline bir cevabın olabilmesi demekti. Cenk Tosun, soluna gelen topu tribünlere vurup “Ne yapayım, ters ayağıma geldi” gibi bahane üretenlerden değil. Belki de onu diğer golcülerden ayıran en büyük farkı bu.

Burak Yılmaz’dan sonra ligin en golcüsü

Kimi zaman düşüş yaşamış gibi gözükse de Cenk Tosun’un etiketinde, 2011’den bu yana attığı toplamda 43, ligde 38 golle Burak Yılmaz’dan sonra en golcü ikinci oyuncu unvanı yazılı. Aynı zamanda 2000’li yıllardan bu yana ligin en golcüleri sıralamasında 17.  sırada. Hatta ilk 20’deki en genç oyuncu. Bu rakamlar, onu kâğıt üzerinde en parıltılı yerli golcü gibi gösteriyor. Ancak kâğıtta yazılı olmayan futbol doğrularına göre de Cenk, golcülüğü dışında da özel bir yetenek.
Güçlü bir oyun zekasına sahip. Sezgileri, duracağı yeri çok iyi bilmesi, şut veya pas zamanlamasını doğru uygulaması… Aslında onun bu özelliği Eintracht Frankfurt’ta da fark edilmiş, hatta kendisinden iki yaş büyük olan kategoride oynatılmıştı.
Oyun zekâm dışında, fiziğimle de üst yaş grubunda oynamama rağmen sivrilmeyi başarıyordum. Ancak tek eksiğim süratti… Üzerinde çalışıyorum ama sonradan geliştirilecek bir özellik değil.”
Evet, Cenk Tosun’un en formda olduğu zamanlarda bile hala eksikliğini çektiği şey biraz çabukluk… Bunun nedeni belki de yine kendi tabiriyle bir “mantı delisi” olmasıdır. Zaten o çabukluğunu biraz geri kazandığı anda, ilk haftalarındaki “canı istediği zaman gol atan adam”a dönüşebilir. Önder Özen’in her seferinde övgüyle bahsettiği Dolu Arslan yönetimindeki Atletik Performans Departmanı, biraz da bunun için var.
cenk 2

Ve Beşiktaş…

Evet, artık resmi olarak da açıklandı. Cenk Tosun, önümüzdeki sezondan itibaren Beşiktaşlı olacak. Peki, onun gelecekteki rolü nasıl çizilecek?
Bülent Uygun’la başlanan sezonda Cenk, 4-2-3-1 sisteminin sağında oynamaya başlamıştı. Fizik olarak da tekrar diri bir hal kazanması onu etkili kılıyordu. Ama en önemlisi, golün kokusunu iki mahalle öteden duyma özelliğine sahip olmasıyla, aynı zamanda gole de yakın kalmasıydı. Yani, bugünün futbolunda sıkça örnekleriyle karşılaştığımız kanat & forvet karışımı, kısacası iyi bir kenar forvet örneği sunmuştu.
Önder Özen’in açıklamaları gösteriyor ki Slaven Bilic, Cenk Tosun’u o dönemde daha da çok beğenmiş. Yani onu sadece en uçtaki santrfor, Almeida bölgesinin yedeği olarak görmüyor; sisteminin hücuma yakın üçlüsünde (forvet, sağ kanat, sol kanat) her yere yazılabilir bir joker olarak kabul ediyor.
Beşiktaş, çoğu zaman sadece Olcay Şahan’ın gole yakın oynadığı, kısır döngüde geçen maçlarla karşılaştı. Oyuna sonradan dahil ettiği yedek hücumcuların da siyah-beyaz farkı yaşattığını daha geçtiğimiz hafta gördü. Böyle bir ortamda değil Türk, Koreli olsa bile Beşiktaş’ın sistemine ve ihtiyaçlarına karşılık verebilecek olan Cenk Tosun’u, gelecek sezon 5+3’e dönecek yabancı kontenjanıyla karşılaşacak kadroya dahil etmek, oldukça başarılı bir hamle.

Peki, ya maaşı?

Beşiktaş şayet zirveye oynayan, rekabetçi bir takım olmak istiyorsa özellikle de yerli transferlerde deneme-yanılma hamlelerinden kaçınmamalı. Bu bakımdan şu sıralar performansıyla ısrarla “olmayacağım!” diyen Mustafa Pektemek’e zamanında 4 milyon Euro verip, transfer etmek bir hata değildi. Aynı şekilde Kerim Frei hamlesi de öyle… Örneğin, Galatasaray’ın kısa zamanda ortaya koyduğu kötü performans, gereksiz kartlarından sonra yüzüne bakmadığı Caner Erkin’le Fenerbahçe bir deneme yaptı. Sabretti ve şu sıralar memleketin en iyi sol bekini kazandı.
Cenk Tosun, bu ligde yaptıklarıyla ve henüz 23 yaşında olmasıyla “denemeye değer” yerli oyuncular listesinin başını çekmekte. Bununla birlikte rakiplerinin de harıl harıl yerli golcü aradığı dönemde Beşiktaş’ın “bonservisi elindeki” Cenk Tosun transferinde şansını zorlamayıp, maaş musluğunu açması çok anormal gözükmüyor. Cenk, 5 yılda ortalama olarak 1.590 milyon euroya oynayacak. Zaten normal koşulllarda da 1 milyonun altına imza atması olanaksız. Kaldı ki koşullar normal değil, bonservisi elinde… “Oğuzhan nasıl o fiyata imzaladı?” diyecek olursanız. O transfer, bonservisiyle, kontratıyla başlı başına gerçek olamayacak kadar mükemmel. Nasıl ki böyle transferlerde Alves, Tabata, iki instagram fotosu çeksin diye kasadan 2 milyon eurodan fazla delik açan Dentinho gibi skandallar emsal teşkil etmezse, mükemmel hamleler de emsal olmamalı. Büyük resme gerçekçi bir bakış atarsak Beşiktaş’ın Cenk Tosun hamlesi, gayet ideal.

0 yorum:

Yorum Gönder